Gününüzde ana bilim dalı olarak hemen tüm hastane ve sağlık kuruluşlarında yer alan kardiyoloji ünitesi, kalp ve dolaşım sistemleri ile ilgili rahatsızlıkların teşhis ve tedavisi ile ilgilidir. Nefes darlığı, çarpıntı, bayılma, çabuk yorulma belirtileri, ödem, göğüste meydana gelen ağrılar, gibi belirtilerden şikayet eden bireylerin teşhis ve tedavileri hastanelerin kardiyoloji bölümünde uzman kardiyologlar tarafından yapılmaktadır. Türkiye’de her yıl yaklaşık 175 bin kişi Kalp hastalıkları sebebiyle hayatını kaybetmekte olup, hastaların % 10’u herhangi bir belirti göstermeyen kalp krizleri sonrasında yaşamını yitirmektedir. Bu sebeple özellikle 40 yaş üstü bireylerin belirli periyotlarla hastanelerin kardiyoloji bölümlerine başvurarak belirli tarama ve testlerden geçmesi gereklidir. Yetişkin bireylerin tanı ve tedavisi kardiyologlar tarafından yapılırken, çocuk yaştaki hastaların tedavileri Pediatrik kardiyologlar tarafından yapılmaktadır.
Bölüm Hakkında
Kardiyoloji bölümünde başta kalp yetmezliği olmak üzere birçok farklı hastalığın teşhis, tedavi ve cerrahi operasyonları yapılmaktadır. Bu hastalıklardan bazıları,
Ayrıca endokrinoloji, Nefroloji gibi tıp dallarının
alanlarında yer alan ve yüksek tansiyona bağlı olarak gelişen kalp yetmezlikleri,
doğuştan veya çeşitli hastalıklarla birlikte ortaya çıkan ve gelişen kalp
kapaklarıyla ilgili hastalıklar da kardiyoloji bölümünde tanı ve tedavi edilen
rahatsızlıklar arasında yer almaktadır.
Günümüzde ana bilim dalı olarak farklı birçok hastalığı ele
alan Kardiyoloji bölümü bu alanda son yıllarda yapılan araştırmalar, bilgi
paylaşımları ve gelişen teknoloji sayesinde önemli bir ivme kazanarak
gelişmesini ev bölümün birçok alt dala sahip bir ana bilim dalı olmasını
sağlamıştır. Gelişmeye bağlı olarak yeni alt dalların oluşması bölüm üzerinde
çalışan hekim sayısının artmasında da vesile olmuş yeni tanı ve tedavi
yollarının oluşturulması sağlanmıştır. Dünyada her yıl yaklaşık 16 milyon
kişinin kalp rahatsızlıkları sonucunda hayatını kaybediyor olması kardiyoloji
bölümlerinin önemini gösteren önemli bir örnektir.
Diğer hastalıklar gibi erken teşhis ve doğru tedavi ile
riskleri minimum düzeye indirgemeyi amaçlayan kardiyoloji üniteleri, bu tür
rahatsızlıklarla ilgili sorun yaşadığını düşünen bireylerin belirli sürelerle check-up
yaptırmasını tavsiye etmektedir.
Uygulamalar
Kardiyoloji ünitesine başvuran hastalar öncelikle hastalığın
var olup olmadığı veya hangi düzeyde olduğunun belirlenmesi adına bazı
yöntemlere tabi tutulmaktadır. Bunlardan ilki ve en önemlisi
elektrokardiyografi testidir. Göğüslere yapıştırılan elektrotlarla kalp
ritmini, kalbe kan taşıyan damarların durumunu, kaslarda oluşan yapısal
değişiklikleri belirleyen uzman kardiyologlar, ihtiyaç duyulması halinde kalp
ultrasonu uygulamasıyla farklı verilerin elde edilmesini sağlar.
Tedavinin sonraki aşamalarında uygulanan yöntemler doktorun
talebine göre şekillendirilir. Damarlarda herhangi bir sorun olduğu
düşünüldüğünde yapılacak efor testleri, hastanın durumunun daha net
anlaşılmasını sağlayan yöntemlerden biridir. Test öncesi hastanın tansiyon ve
nabzı ölçüldükten sonra, vücudun farklı bölgelerine bağlı olan elektrotlar efor
testi makinesine bağlanır. Hasta önceleri düz bir yolda yürürken giderek
yükselen rampa ve yürüyüş hızı, hastanın kalple ilgili olası problemlerinin
ortaya çıkmasını sağlar.
Bireylerin kalp ve damar sistemleri ile ilgili rahatsızlıkları farklı yöntemlerle ve farklı cihazlarla teşhis eden hekimler hastalığın durumuna göre ilaç uygulamaları veya cerrahi operasyonlarla tedavi yönteminde karar kılar. Kardiyoloji konusunda uzman olan hekimler teşhise yönelik uygulamalar sırasında,
Hastanelerde ve sağlık kuruluşlarında bulunan genel hasta
servisleri ve yoğun bakım üniteleri, hastanın durumuna göre ve hekimin
talepleri doğrultusunda hastaların tedavi edildikleri bölümlerdir. Acil
müdahale gerektirebilecek hastalar günün her saati monitörlere bağlı olarak
tedavi edilmekte olup, kalp ritimleri, nabız ve tansiyonları, kanda bulunan
oksijen değerlerindeki değişkenlikler günün 24 saati takip edilmektedir.
Tetkikler sonrasındaki tedavi aşaması, doktorların tavsiyesine uygun olarak
eksiksiz ve düzenli bir şekilde uygulanarak hastanın yaşam konforunun sürekli
hale gelmesi sağlanmalıdır. Kötü yaşam koşulları, içki, sigara alışkanlıkları,
kötü beslenme, hareketsiz yaşam alışkanlıkları kalp ve dolaşım sistemlerine
zarar vermektedir. Bu sebeple kalp rahatsızlıklarından mustarip olan bireylerin
yaşamlarına özen göstermeleri hayati önem arz etmektedir.