Göz kuruluğu hakkında bilgilendirme yapacaksak öncelikle gözyaşından yola çıkmamız gerekiyor. Göz boşluğumuzdaki bezlerin salgıladığı gözyaşı, gözlerimizin temizlenmesi ve nemlenmesi için gerekli olan berrak tuzlu sudur.
Gözlerimizi her birkaç saniyede bir kırparız. Göz kırpmasının, vücudumuza şimdiye kadar bilinen iki faydası var. Bu bilinçsiz hareketimiz sırasında gözyaşı bezlerimizden emilen su, göz küremizin tamamının nemlenmesini sağlar. Göz kapağı hareketi ile gözyaşı homojen dağılarak sürtünmeye bağlı sorunları engeller. Buda göz kuruluğundan korur. İkinci faydası ise göz için koruyucu etkisidir. Gözlerinize sinek gibi bir şey aşırı yakınlaştığında refleks olarak koruma içgüdüsü ile gözlerinizi kırparsınız.
Göz kuruluğu Latince “sicca sendromu” olarak adlandırılır. Sicca Latince kuru anlamına gelmektedir. Gözyaşı üretimi ve dağılımını düzenleyen gözdeki hassas sistemin bozulması “göz kuruluğu” olarak adlandırılır. Gözlerdeki gözyaşı sıvısı azaldığında veya gözyaşı sıvısının bileşen yapısı bozulduğunda gözyaşı kuruluğu oluşabilir.
Kısaca özetlemek gerekirse göz kapaklarımızda bulunan ve gözün nemlenmesine yarayan bezlerin kronik enfeksiyonlar, alerji gibi sebepler ile fonksiyon dışı kalarak göz kuruluğuna yol açmasıdır.
Göz kırpmak göz küremizin nemlenme işleyişini sağlayan en önemli reflekslerden biridir. Bu refleksi aşırı kitap okuma ya da bilgisayar kullanımı gibi gözleri yoran aktivitelerin yanı sıra dış etkenler hava kirliliği veya havayı kurutan cihazların olduğu ortamlarda bulunmak etkileyebilir. Kontakt lens kullanımı, çeşitli ilaçların yan etkisi, tiroid, romatizma veya diyabet gibi hastalıklar göz kuruluğuna yol açabilmektedir.
Özellikle menopoz sonrası hormonsal değişiklikler, enflamasyon, lipit metabolizma bozukluğu, gözyaşı yapımı eksikliği, immün (bağışıklık) sistem bozukluğu, buharlaşma problemi nedenler arasında sayılabilir.
Özellikle uzun saatler boyunca bilgisayar ekranına bakarak çalışıyorsanız ya da kapalı ortamda klima veya ısıtıcılara maruz kalıyorsanız gözleriniz acımaya ve bazı sinyaller göndermeye başlayacaktır. Yaş faktörü her ne kadar önemli olsa da çevresel faktörlerde oldukça büyük bir etkendir.
Gözleriniz de kaşıntı, yanma, batma, kızarıklık, yabancı cisim hissi, çapaklanma, göz kapaklarında hissettiğiniz yorgunluk göz kuruluğunun belirtileri arasındadır.
Peki, gözdeki her batma göz kuruluğu belirtisi midir? Elbette hayır, birçok göz hastalığı benzer belirtiler gösterir, bu belirtilerden herhangi birine sahipseniz mutlaka uzmanınıza başvurun. Göz kuruluğu hastalığı da ihtimaller arasındadır.
Gözyaşı miktarının azalması ya da yapısal bozukluk göz kuruluğuna yol açabiliyor. Yapılan testler ile sorunun temeline inilerek tedavi süreci başlatılıyor. Göz kuruluğu kuşkusuz yaşam kalitesini düşüren hastalıklardan biridir. Görme duyunuzu etkileyen hastalık strese bağlı kişiyi psikolojik olarakta etkilemektedir.
Göz kuruluğu tedavisi ile ilgili uzmanlar, buharlaşmaya bağlı sorunlar konusunda yapılması gerekenleri şöyle özetliyor.
Bu tavsiyeler yeterli gelmediğinde gözyaşı damlası ya da jeli uzman doktor tarafından önerilerek takibi sağlanıyor. Hyaluronik asit içeren göz damlaları, kornea ve konjonktiva vücudun kendi gözyaşı sıvısına benzer şekilde nemlendirir. Yapay gözyaşları gözleriniz için sıvı dengenizi sağlar. Eğer sorun kronikleşmiş ise cerrahi çözümler düşünülmeye başlanıyor.
Doktorunuzun verdiği ilaçlara ek olarak, göz kuruluğunun belirtilerini hafifletmek veya henüz bu hastalıktan muzdarip değilseniz korunmak için neler yapmanız gerektiğine dair ipuçlarına göz atalım.
Gözünüzde ciddi bir iltihaplanma, tahriş veya benzeri bir sorun görüyorsanız hemen uzmanınıza başvurun. Aslında önerimiz her 6 ayda bir göz taramasından geçmeniz yönündedir.