Osteoporoz (kemik erimesi); kemik dokusunun mikromimarisinde bozulmayla karakterize kemik mineral yoğunluğu ve kemik gücünde azalma, kemik kırılganlığı ve kırık riskinde artma ile seyreden bir kemik hastalığıdır.
Toplumda ekonomik ve sosyal problemlere neden olan, önlenebilir ve tedavi edilebilir bir hastalıktır. Kadınlarda daha sık görülür.
İskelet sistemini oluşturan kemikler yüksek oranda kalsiyum içeren yapılardır. Bebeklik ve çocukluk dönemlerinde hızlı bir şekilde kemik yapımı söz konusudur. Adölesan dönemin sona erdiği 20'li yaşların sonlarına doğru ise kemik yapımı, kemik yıkımı ile hemen hemen aynı seviyelere gelir. Bu andan itibaren yaş ilerledikçe kemiklerde yıkım ön plana çıkar .
Osteoporozda değiştirlemeyen risk faktörleri; yaş, ırk, genetik yapı, hormon düzeyleri ve cinsiyet olarak sayılabilir. Ayrıca beslenme, egzersiz, sedanter yaşam, alkol, sigara, kahve tüketimi gibi değiştirilebilen risk faktörlerinden de etkilenir. Risk faktörlerinin azaltılmasıyla önlenebilir veya gelişmesi geciktirilebilir. Bu değiştirlebilir risk faktörlerine dikkat ederek ve fiziksel egzersizi teşvik ederek yüksek riskli gruplarda kırık riskinin belirgin olarak azaltılabileceği düşünülmektedir
Kemik erimesi, erken dönemde herhangi bir belirtiye neden olmaz. Kemik yoğunluğunun azalmasına karşın kemikte herhangi bir kırılma olmadıkça (mikrokırık dahil) veya kemik yoğunluğu testleri yapılmadığı müddetçe hastalığın tespit edilebilmesi oldukça güçtür. Osteoporozun ilerlemesi durumunda hastalar kendilerinde birtakım belirtiler hissedebilir. Bunlardan bazıları şu şekildedir:
Bu belirtiler ancak osteoporozun ileri evrelerinde kemik hasarı oluşmaya başladıktan sonra görülebilen semptomlardır. Hastalık bu aşamaya geldikten sonra kemiklerde oluşan hasarın geri dönüşü çok mümkün değildir. Bu sebeple ileri yaşlardaki bireyler bu hastalığa yakalanmamak için gerekli yaşam tarzı değişikliklerini uygulamalı, beslenme düzenine dikkat etmeli ve düzenli olarak spor yapmalıdır. Menopoz sonrası dönemdeki kadınlar hekimlerinin önereceği aralıklar ile kemik yoğunluğuna ilişkin tarama testlerini yaptırmalıdır.
Kemik erimesinde uygulanacak tedavi; hastalığın ilerlemişlik düzeyi, kişinin son 10 yıl içerisindeki kemik sağlığına ilişkin yaşadığı problemler, kırık öyküsü, kemik yoğunluğu ölçümlerinin sonuçları gibi faktörler göz önüne alınarak hekim tarafından planlanır. Kemiklerinde kırık meydana gelme ihtimali düşük olan kişilerde tedavi olarak vitamin ve mineral destekleri ile birlikte sağlıklı bir beslenme planının oluşturulması şeklinde uygulanabilir. Kemiklerinde kırık gelişme riskinin yüksek olduğu tespit edilen hastalarda en yaygın şekilde kullanılan osteoporoz ilaçları bifosfonatlardır. Bu ilaçların ağız yolu ile alınmasından sonra bir süre hastaların mobilize olmasını ( yürümesini) isteriz ve bifosfonat içerikli ilaçların yaygın yan etkileri arasında karın ağrısı, mide bulantısı ve mide ekşimesi gibi sorunlar yer alır. Bu tarz sorunları yaşayan hastalarda ilacın intravenöz (damar yolu ile) uygulanan formları kullanılabilir.
Tedavi için kullanılan diğer seçeneklerden biri monoklonal antikor ilaçlarıdır. Bunlar deri altından 6 ayda bir verilen ilaçlardır ve ilacın kesilmesi bazı komplikasyonlara neden olabilir. Hormon ilişkili terapiler de kemik erimesi tedavisi için tercih edilebilecek uygulamalar arasında yer alır. Özellikle menopozdan hemen sonra kullanılmaya başlanan östrojen destekleri, kemik kütlesinin korunması konusunda olumlu etkiler yaratabilir. Ancak östrojen içeren ilaçların kullanımına bağlı olarak meme ve endometrium kanserleri, kanın pıhtılaşmasına ilişkin bozukluklar görülebileceği için kullanımı sınırlıdır. Östrojenin kemik yapımı üzerindeki olumlu etkilerini taklit eden "raloksifen" içerikli ilaçların kullanımı ve erkekler için testosteron replasman tedavileri de hormon ilişkili kemik erimesi tedavileri arasında yer alır.
Osteoporoz tanısı aldıysanız veya kemik erimesine ilişkin yukarıda bahsettiğimiz belirtilerden bazılarına sahipseniz, derhal bir sağlık kuruluşuna başvurarak gerekli muayenelerden geçmeli ve kemik taramalarınızı yaptırmalısınız. Kemik erimesi çok yaygın görülen bir hastalıktır. Bu nedenle şu anda herhangi bir şikayet hisssetmeseniz bile sizde de var olabileceğini ve ilerleyen yaşlarda ciddi sorunlara yol açabileceğini göz önünde bulundururarak kemik sağlığınıza ilişkin kontrollerinizi düzenli olarak yaptırmalısınız. Mevcut bir kemik erimesi sorununun erken dönemde tespit edilmesi ve tedaviye bir an önce başlanması ileride karşılaşabileceğiniz daha ciddi problemlerin önüne geçmenizi sağlayacaktır.
E. Hilal Erkan
Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Uzmanı